Türkiyənin "Yeni Şafak" qəzetində BMTM-in şöbə müdiri Cavid Vəliyevin "Millət vəkilinə hücum: Azərbaycan toplumu nə düşünür?" başlıqlı məqaləsi dərc olunub. Məqaləni təqdim edirik:
Azerbaycan milletvekili Fazıl Mustafa 28 Mart 2023 gecesi evinin önünde uğradığı Kalaşnikoflu saldırıdan son anda yaralı olarak kurtulmayı başardı. Olaydan sonra Azerbaycan Devlet Güvenlik Teşkilatı (ADGT) yaptığı açıklamada bu saldırıyı bir terör saldırısı olarak niteledi. Resmi açıklamalarda saldırının arkasında hiçbir devlet ve merkezden bahsedilmese de toplumda saldırının arkasındaki gücün İran olduğu düşüncesi hakim. Bunun başlıca nedeni Milletvekili Fazıl Mustafa’nın İran’ı en sert şekilde eleştirenlerden olması ve son dönemlerde İran-Azerbaycan ilişkilerinde yaşanan tansiyon. Saldırıdan yaralı kurtulan Mustafa’nın yaptığı açıklamaya göre saldırının amacı korkutmak değil doğrudan öldürmekti. Azerbaycan’da birçok uzman bu saldırının amacının, son dönemde Azerbaycan’da İran’ın agresif davranışlarını eleştirenleri korkutmak amacı taşıdığını düşünmektedir.
İRAN’A KARŞI GÜVENSİZLİK ARTTI
Olaydan önce İran Devrim Muhafızları ve onun desteklediği Huseyniyun isimli örgütün sosyal medya ve Telegram hesaplarından Azerbaycan’ı tehdit eden mesajlar yayınlanması, toplumda İran şüphesini artıran diğer bir neden. Bilindiği üzere bir süre önce Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne Kalaşnikoflu bir saldırı yapılmış ve bir Azerbaycanlı güvenlik görevlisi şehit edilmiş, diğeri ise yaralanmıştı. Büyükelçiliğin kamera kayıtlarından ise Tahran polisinin saldırganla iş birliği halinde olduğu ortaya çıkmıştı. Olaydan sonra Azerbaycan, Tahran Büyükelçiliği’ndeki diplomatları geri çekerken, İran tarafı saldırganı akıl hastanesine yatırmıştı. Zaten İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan toplumunda ve devletinde İran’a karşı olan güvensizlik bu olayla daha da artmıştır.
Sonuncu saldırı ise Azerbaycan’ın 30 yıl sonra İsrail’de ilk büyükelçiliğinin açılmasından bir gün önce gerçekleşmişti. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov 29-30 Mart tarihlerinde İsrail ve Filistin’i eşzamanlı ziyaret etmişti. İsrail ziyareti sırasında Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılışını yapmış, İsrail Dışişleri Bakanı ile görüşmede iki taraflı ilişkiler ve bölgesel güvenlik konularını müzakere etmişti. Aynı gün ise İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan Moskova’yı ziyaret ederek Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la ikili ilişkileri ve bölgesel konuları görüşmüştü. Abdullahiyan’la yaptığı basın toplantısında Lavrov, İran-Azerbaycan arasındaki gerginliğin uzun süreli olmadığını umduklarını belirterek, İran’a Rusya’nın bu durumundan rahatsız olduğu ve saldırgan politikalarını desteklemediği mesajını vermiştir.
CASUSLAR İHA/SİHA VE TEKNOFEST BİLGİLERİNİ SIZDIRDI
Dikkatlerin İran’a yönelmesinin diğer bir nedeni son altı ayda ADGT’nin ülke içinde gerçekleştirdiği operasyonlarda İran tarafından desteklenen gizli silahlı örgüt üyelerinin ve casuslarının ele geçirilmesidir. 1 Kasım 2022’de ADGT, İran istihbaratı tarafından Azerbaycan vatandaşlarının içinde bulunduğu radikal dini ideolojinin yayılması amacıyla gizli yasadışı silahlı örgüt üyelerinin ele geçirildiği bilgisini paylaşmıştı. Bu silahlı örgüt üyelerinin, İran ve üzerinden Suriye’ye giderek orada askeri eğitim aldıkları, bir kısmının İran’da bulundukları ve 19 kişinin ise yakalandığı açıklanmıştı. ADGT 14 Kasım’da bir operasyon daha gerçekleştirerek, Hazar denizi petrol filosundaki gemi kaptanlarını yakaladığını açıkladı. ADGT’nin verdiği bilgiye göre bu şahıslar para karşılığı İran’a casusluk yapmayı kabul ederek; Azerbaycan’ın, Hazar Denizi ve İran sınırındaki bölgelerdeki askeri gücü, SİHA ve İHA’ları, Bakü’de yapılan Teknofest hakkındaki bilgileri karşı tarafa sızdırmışlardır. 2 Şubat 2023’te Azerbaycan İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan operasyonda İran’la işbirliği içinde olan 39 kişi yakalanmıştır. Bunlar arasında gazeteciler de bulunmuştur. İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre bu kişiler mezhep bölücülüğü yapmak, ülkede istikrarı bozmak amacıyla dini ritüellerde ve aynı zamanda sosyal medyada aktif çalışmıştır.
TAHRAN YENİ JEOPOLİTİK GERÇEKLİĞİ KABUL EDEMİYOR
Milletvekiline yönelik suikast girişimin saikleri ve destekçileri Azerbaycan devlet kolluk kuvvetleri tarafından bulunamazken, milletvekilinin kendisi ve toplum bu saldırının İran destekli olduğunu düşünmektedir. Bunun başlıca nedeni Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırının sağlıklı bir şekilde araştırılmaması, Azerbaycan’la sınırda yapılan askeri tatbikatlar, özellikle Devrim Muhafızları merkezli kanallardan Azerbaycan’a yönelik yapılan tehditler ve İran-Ermenistan ilişkileridir. Eğer bu saldırı Azerbaycan’da korku yaratmayı amaçladıysa bunu başaramadı aksine toplumdaki İran karşıtlığını daha da artırdı. Saldırı yapıldığı gün Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “hiç kimse bizimle ültimatom dili ile konuşamaz ve İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Ermenistan’ın destekçilerine bunu kanıtladık” demişti.
Bu saldırılar Azerbaycan-İsrail yakınlaşmasını da hızlandırdı. Azerbaycan, her fırsatta İsrail ile ilişkilerinin İran’a karşı olmadığını bildirmesi ve hatta İran’la 2000’lerin başında bu konuda net bir anlaşma imzalanmasına rağmen, İran’ın şimdiki yönetiminin bunda ısrar etmesi artık “bahane” olarak kabul edilmektedir. Bu saldırı bir milletvekiline yapılan saldırının ötesinde bölgesel bir jeopolitik güç mücadelesinin bir parçası olarak da görülmektedir. Birçok bölge uzmanı artan bu saldırıların Tahran’ın bölgesel jeopolitik gerçekliği kabullenmemesinin de ötesinde Azerbaycan’ın stratejik müttefiki Türkiye’nin seçkilere odaklanması ve İsrail`de yaşanan istikrarsızlıktan cesaretlendiğini düşünmektedir.
https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/azerbaycan-toplumu-ne-dusunuyor-4520205